ÇİZGİLİ KİTAPLARIN TAKINTILI YAZARI - BEHZAT TAŞ

02-07-2024 21:14
ÇİZGİLİ KİTAPLARIN TAKINTILI YAZARI - BEHZAT TAŞ
Tarihi romanları seven bir okur olarak tarih ve edebiyat ilişkisini yine okur açısından çok önemsiyorum. Geçmiş zamanda cereyan eden önemli bir olayı sadece tarih okuyarak içselleştiremezsiniz. Yalnızca genel bilgi edinebilirsiniz. Fakat edebiyat öyle değil. Bir savaşa tarihi açıdan baktığınızda hangi tarihte, nerede, kimler arasında gerçekleştiği, sebep ve sonuçlarının ne olduğunu okuyarak bilgi sahibi olursunuz. Fakat konu edebiyat olunca iş değişiyor. İlgili savaşın geçtiği tarihi bir romanı okurken, kahramanlarından biri olan onbaşının yaşadığı acılar, özlemleri, iç sesleri, ölümle burun buruna geldiği andaki hissettikleri sizi derinden etkiler. Bu kahramanın yakın çevresinin –ailesi-arkadaşları-komşuları-sevdiği- yüreklerini kavuran o ateş gelip sizi de bulur. Belki de bu roman sayesinde savaşın yıkıcı yanını daha rasyonel bir şekilde görürsünüz. O nedenle tarih okumayı seven insanların ilgili dönemlere ait romanları okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.
Dark İstanbul etiketiyle çıkan “Hattuşa Komplosu” da tarihi bir polisiye. Yazarın deyimiyle “Bir Hitit Polisiyesi!” Şimdi arkanıza yaslanın ve kendisiyle yaptığım söyleşiyi keyifle okuyun. Ardından da kitabı okumayı unutmayın. Haydi, başlayalım!    

------------------------------------------------------------------------------------------------
   
Aşkın Zengin Akkuş - Behzat Bey röportaj sonunda kısa bir biyografinizi yayımlayacağım. Fakat öncesinde sizden duymak istiyorum; Behzat Taş kimdir, neler yapar? Bir okur olarak Behzat Taş’ı anlatır mısınız bize?
Behzat Taş: Zonguldak'ta doğdum. Annem babam o yıllarda Almanya'da çalışıyordu, o nedenle büyükbaba ve babaannemle büyüdüm. Okuma alışkanlığımı büyükbabamdan almışım. Eve her gün Tercümen Gazetesi girerdi. Okula başlamadan gazetenin pehlivan tefrikalarını ezberlemiştim. Her gün 250 merdiven inip çıkarak çarşıdan gazeteyi getirmek benim görevimdi. Gazetenin kuponla verdiği 100 kitaplık "1001 Temel Eser" diye bir set vardı; milliyetçi, muhafazakâr kitaplar… 15 yaşıma geldiğimde seti bitirmiştim. Okumak dolaysız, doğal bir alışkanlığımdı. Yerde kâğıt parçası bulup okurdum. Kemalettin Tuğcu'ları ve bulabildiğim yerli/yabancı çocuk klasiklerini hatmederdim. 10 yaşında karikatürcü olmaya karar verdim, deli gibi çizmeye başladım. Artık "Teksas-Tom Miks"dediğimiz çizgi romanların, gazetelerdeki çizgi tefrikaların ve ille de mizah dergilerinin zamanıydı. Çizgili her şeyi okuduğum gibi satmaya da başlamıştım. Hafta sonları tezgâh açıp satış yapıyor ve takas yapıyordum. Nefis zamanlardı.  Üniversite yıllarında sol fikirlerle tanıştım. Marksist teorik kitaplarla, toplumcu yerli/yabancı edebiyat türlerini okudum bol bol. Sinema şiir, öykü ne bulursam okuyordum. Kendimce listelerim vardı, okumadığım yazar kalmasın diye takıntı yaptığım dönemlerim oldu. Başucu yazarım ise her daim Salâh Birsel oldu. Tüm kitaplarını döner döner okurum. Kendime "selülozmanyak" diyorum (Terim bana ait :) ) Kağıtla ilişkim hastalıklı seviyede sanırım, hâlâ her gün bir/iki gazete alır okurum. İnternette mizah dergimiz var (www.tersdergi.com) ama ona rağmen aynı yoldan geçmiş arkadaşlarımla basılı dergi çıkaralım diye yanıp tutuşuyoruz.   Uzun yıllar mizah dergilerinde ve basında çalıştıktan sonra çocukluktan kalma tarih merakım çizerlikle birleşti. Tarihe ve dünyaya bakışım netleşmişti. Çizgilerin sihrini kullanarak tarihi kitaplar yapacaktım. Hâlâ da sürdürdüğüm bir faaliyet. Çizgili kitaplar yazıp çizmek bana derin bir araştırma alışkanlığı kazandırdı. Karikatür çabucak yapılan bir şeydi benim için. Yoğun ve derin yaşanan, doğaçlama bir sanat diye düşünürdüm. Ancak çizgili kitaplar için okumalar yapmaya başlayınca kılı kırk yarma alışkanlığı edindim. Yazmanın verdiği o yüksek hazzı ve roman kurgularken yaptığım mühendisliği çok seviyorum. Son yıllarda edebiyat okurluğum biraz azaldı. Obur bir biçimde tarih, arkeoloji, bilim kitapları okuyorum. Özellikle yazmayı planladığım konularda ucu bucağı olmayan okumalar yapmadan kendimi rahat hissetmiyorum. 
Aşkın Zengin Akkuş- Edebiyat, farklı sanat dallarındaki sanatçıların ilgisini her zaman çekmiştir. Çevremde ressam, müzisyen, tiyatrocu ve çizer olmak üzere birçok alanda isim yapmış sanatçıların zaman içinde edebiyata yöneldiğini mutlulukla gözlemliyorum. Siz de isim yapmış değerli bir çizer olarak Dark İstanbul etiketiyle çıkan “Hattuşa Komplosu” adlı eserinizle edebiyat dünyasına adım attınız. Kitabınızı yayımlanmadan önce okuyan şanslı kişilerden biri olarak isabetli bir girişim olduğunu söyleyebilirim. Polisiye edebiyat harika bir eser kazanmış oldu bana göre. Bu alana katkıda bulunmak üzere yüzünü edebiyata çeviren dostlarıma sorduğum soruyu size de yöneltmek istiyorum: Sizi edebiyata iten ne oldu?   
Behzat Taş: Öncelikle çocukluğumdan yadigâr hayal gücü… Tarihi sevmem, rakamların ve olayların ötesindeki renkleri ve detaylarıyla anlamaya çalışmam… Çocukken bizlere anlatılan tarih bana sıkıcı ve içeriksiz gelirdi. Hattuşa Komplosu'na kadar imzalı, imzasız farklı alanlarda (çoğu çocuklar için) pek çok kitap yazmıştım zaten. Romanın ana örgüsü uzun yıllardır kafamda dolanıyordu. Başı, gelişimi ve sonu üzerinde bol bol düşünmüştüm. Sayısız notlar aldım, desenler çizdim, kahramanları zihnimde canlandırdım. Hangi işe el atarsam çizerliğin getirdiği bir görselleştirme alışkanlığım var. Hep "kendim için yazıyorum" derim. Yazma süreci çok yalnız ve zahmetliydi. Yüzlerce makale, kazı raporu okudum, webinar ve videolar izledim. Bildiklerimi hayal gücümün emrine sunmak için çok çalıştığımı söyleyebilirim. 
Aşkın Zengin Akkuş-Biyografinize baktığımda Gırgır ekolünden olduğunuzu ve Limon, Çarşaf, Pişmiş Kelle, Kırmızı Alarm gibi dergilerde çizdiğinizi görüyorum. Fakat romanınızda tarihi bir suikast girişimini çok başarılı bir şekilde anlatıyorsunuz. Mizah barındıran içeriklerden sonra kendinizi böyle “dark” bir romanın içinde bulmak size nasıl hissettiriyor? Bahsettiğim bu durum kademeli olarak mı gerçekleşti yoksa bu kitapla ani bir geçiş mi yaptınız? 
Behzat Taş: Hattuşa Komplosu için iyi bir plan kurmuştum. Romanın örgüsü adım adım çıkılacak bir merdiven gibi önümde uzanıyordu. Sanıyorum burada devreye iyi bir okur olmak kadar iyi bir film/dizi izleyicisi olmak da girdi. Hititlerin günlük hayatlarına bu kadar yaklaşmak, onları okurun zihninde tam olarak canlandırmak hedefindeydim. Bu nedenle romanı baştan sona görsel düşünerek yazdım diyebilirim. "Yazdığım kahramanlar gerçek olsalardı nasıl davranırlardı?" diye çok fazla hayal kurdum ve metinler üstünde çalıştım. Serde mizahçılık var ama hayat sadece gülmeceden ibaret değil. İnsanı derinden anlamak, çelişkilerini, açmazlarını bulmak için hayatın dramatik ve hatta trajik yanlarına da özen göstermek gerekiyor. Sanırım ben de böyle biriyim. Gülmece kadar acılar da ver hayatta. Tam da "Sunt lacrimae rerum" durumu... (Gerçeklerin gözyaşları vardır) 
Aşkın Zengin Akkuş- Anadolu antik çağlarına duyduğunuz merakı çok yakından biliyorum; aynı zamanda bunun sadece merakla kalmadığını da… “Anadolu’nun Eski Sakinleri” adlı eseriniz MEB Sosyal Bilgiler ders kitaplarında kaynak olarak gösterildi. Okullarda bu alanda gerçekleştirdiğiniz atölyelerden bahsederseniz çok sevinirim. 
Behzat Taş-20 yıl önce Anadolu'nun Eski Sakinleri çıktı. Mizah dergileri geleneğimizin "patlıcan burunlu" adamlarıyla antik Anadolu'yu anlatmak iyi bir fikirmiş ki -arkadaşımın küçük bir yayınevinden çıkmasına rağmen- bir hafta içinde televizyonlara, radyolara, gazetelere çıktım. Çizmeye devam ettikçe okullardan etkinlik teklifleri geldi. Hem kitaplardaki konuları anlatıyorum, hem de hayal gücümüzü serbest bırakarak etkinlikler yapıyoruz. Uygarlıklar hakkında konuşuyor, sonra da adım adım bunları çizerek eğleniyoruz. Bu vesileyle Anadolu'yu karış karış birkaç kez gezme olanağı buldum. Kafa dengi çizer arkadaşlarımla ekipçek geziyoruz.
Aşkın Zengin Akkuş- “Hattuşa Komplosu” son derece titiz bir araştırma ve özenli bir çalışmayla ortaya çıkan bir eser. Bana göre bu eser sadece bir roman değil, onun da ötesinde Hitit dönemi konusunda derin bilgiler içeren bir başucu kitabı. Kitabın yazım sürecinden bahseder misiniz? Nerelerden beslendiniz, hangi kaynaklardan faydalandınız? Neler yaşandı bu kitap yazılırken? 
Behzat Taş- En önem verdiğim akademik yayınlardır. Bir tarihçi, Hititolog ya da arkeolog değilim elbette ancak romanın renklerini oluşturan sayısız detayı yıllarca araştırdım. Yazdığınız konuların tarihsel karşılıklarını, mekanları, dönemin koşullarını içselleştirmeniz, bu konuda titiz olmanız gerek diye düşünüyorum. Öyle olduğuna kanaat getirdikten sonra gerisi hayal gücüme kalmıştır. Takıntılıyım bu konuda gerçekten. Benim için bir önemli konu da yaptığım geziler... Anadolu'daki Hitit ve diğer uygarlıkların buluntularının neredeyse tamamını gidip yerinde gördüm. Hititlerin ruhunu ve dokusunu anlamak için oralarda çok vakit geçirdim, oturup hayaller kurdum. Hissetiklerim yazdıklarımı güçlendiriyor, daha sahici kılıyor diye düşünüyorum. 
Aşkın Zengin Akkuş- Ülkemizde polisiye edebiyatın gelişimi konusunda neler düşünüyorsunuz? Sizce yapılan çalışmalar yeterli mi ya da neler yapılabilir?
Behzat Taş- Polisiye her devirde severek okuduğum bir tür oldu. Sanki son yıllarda dizi sektöründeki patlamayla birlikte iyi öyküler senaryo olarak sinemaya kayıyor gibi geliyor. Dark İstanbul'un polisiye çalışmaları çok anlamlı, ciddi bir birikim yaratacak diye düşünüyorum. Kendi ilgi alanlarımdan dolayı yerli polisiye edebiyatımızın içinde daha çok tarih, bilim, mitoloji görmek isterim. 
Aşkın Zengin Akkuş- “Hattuşa Komplosu” adlı eserinizin zaman içinde bomba etkisi yaratacağını ve ses getireceğini düşünüyorum. Yeni kitap var mı yolda? Bu konuda okurlarımıza bilgi verirseniz çok sevinirim.
Behzat taş-  Bir süredir beni aşırı heyecanlandıran bir çalışma yürütüyorum. Milyon tane detayın içinde -ne mutlu ki- boğulmama vesile olan ve son derece zengin olmasını umduğum bir roman üstünde çalışıyorum. "Frig kralı Midas ve günümüze uzanan bağ" diyebileceğim bir roman bu. Umarım bu kışa yetiştirebilirim.
Aşkın Zengin Akkuş- Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Yeni kitapta görüşmek üzere diyerek kapıyı aralık bırakıyorum.
Behzat Taş- Ben teşekkür ederim.

------------------------------------------------------------------------------------------------
BEHZAT TAŞ KİMDİR
Zonguldak’ta doğdu. Orta öğrenimini Zonguldak TED Koleji’nde tamamladı. Küçük yaşlarda karikatürle tanıştı. İlk karikatürü Gırgır dergisinde yayımlandı. İlk sergisini 1986 yılında açtı. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünde okurken Eskişehir’de yerel gazetelerde mizah sayfaları hazırladı. Öğrencilik yıllarında çeşitli karikatür yarışmalarında ödüller kazandı. İstanbul Üniversitesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Latin Dili ve Edebiyatı anabilim dalından mezun oldu. Devam ettiği bir diğer okul ise Gırgır mizah dergisi oldu. Limon, Çarşaf, Pişmiş Kelle dergilerinde çizdi. 2003 yılında arkadaşlarıyla birlikte Kırmızı Alarm mizah dergisini kurdu. Çeşitli gazetelerde grafiker ve karikatürist olarak çalıştı. Anadolu antik çağlarına duyduğu merak peşini hiç bırakmadı. 2006 yılından bu yana genç kuşaklar için çizgili kitaplar üretiyor. İlk kitabı Anadolu’nun Eski Sakinleri, MEB Sosyal Bilgiler ders kitaplarında kaynak kitap olarak gösterildi. Tarih, bilim, kültür konularında yazıp çizmeye ve okullarda tarih atölyeleri düzenlemeye devam ediyor.

Blog Etiketleri :
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.