Reklamcı | Murat Şam

01-12-2023 23:53
Reklamcı  | Murat Şam
Ah bu ben!

1971 İstanbul doğumluyum. Grafik tasarımla İstanbul Matbaa Meslek Lisesi’nde okurken tanıştım. 1989 yılında sektördeki ilk işyerim olan Ajans Ultra’da grafiker olarak çalışmaya başladım. 1990 Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi’ne girince ilk yıl öğrenciliğin keyfini çıkardım ama çok sürmedi, sektör beni buldu. İkinci sınıftan itibaren yarı zamanlı da olsa çalışma hayatına geri döndüm. Enteresandır ki okulu kayıpsız geçip 1994 yılında lisans, ardından da yüksek lisans eğitimimi tamamladım.

 

Sektörde çalıştığım ajansların hepsiyle de uzun soluklu birlikteliklerim oldu. Böylece hizmet verdiğim markaları tanıma süreçlerini iyi değerlendirip daha başarılı kampanyalara ve satan reklamlara imza atma şansım oldu. Tam 29 senedir sürdürdüğüm “grafik tasarımcılık” mesleğime farklı ajanslarda farklı ünvanlarla devam ettim.

 

2013’te 9 sene çalıştığım son ajanstan da ayrılarak kendi ajansımda keyifli bir ekiple ve keyifle üretmeye başladım.

 

Grafik Tasarım

Grafik tasarımı, “farklı alanlarda farklı konulara hizmet eden disiplinlerarası küresel bir dildir” sözleriyle ifade ediyor Alice Twemlow, Grafik Tasarım Ne İçindir? kitabını anlatan özet metninde.

 

Ben, önceki adıyla “Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu”nun, yani sanat ve endüstriyi, form ve eleştiriyi birleştiren anlayışın mezunuyum. Kişisel bakış açımla en iyi örtüşen, ayrılmaz bir bütün olarak gördüğüm tasarım-üretim ilişkisini pekiştiren bir öğretinin içinde oldum hep. Okul ve işi eş zamanlı yürütmemin de rolu vardır mutlaka. Hatta okuldaki öğretmenlerim kadar sektördeki ustalarımın da!

 

Bu memlekette reklam sektöründe “grafik tasarımcı”lık gerçekten zor. Bir kere sanat yapmıyorsunuz, tamamen endüstriyel bir iş bu. Elbette tüm tasarım dallarında olduğu gibi grafik tasarımda da sürecin özü fikre dayanıyor. Yaratıcı fikirlerle yola çıkılmamış her tasarım farkedilirlikten yoksun olmaya mahkumdur. Ancak reklam sektöründe asıl zorluğu yaratan grafik tasarımlarınıza getirilen kısıtlardır. Bence en önemli kısıt yoğun algı fırtınası içinde uçuşup duran görsellerden sıyrılma ve hedef kitleye istenen mesajı iletme kaygısıdır. Bu müşteri güdümünün bir sonucudur. Elbette reklamveren de reklam ajansı da satan reklam yaratmak için çalışmalıdır. Ancak reklama yüklenen görev, olağan üstü yaratıcı bir fikrin geri planda kalmasına ya da on numara bir fikir, harcanan paraların çöpe gitmesine de sebep olabilir.

 

Düşünsenize, hayatımızda grafik tasarım ne kadar çok karşımıza çıkıyor! Bazen izlediğimiz bir filmin jeneriğinde, bazen bir ofisin yönlendirmelerinde, hatta 3-5 kelimeyle anlatamadıklarımızı bir piktogramda görmek mümkün çoğu zaman. Okuduğumuz gazete, dergi ve kitaplar, giydiğimiz tişörtler, video klipler, afişler, ilanlar... Hele hele günümüzün gözde mecrası dijital ortamlar; neredeyse günün çoğunu karşında geçirdiğimiz bilgisayar ekranlarında, mobil cihazlarda... Web sitesi tasarımları, irili ufaklı reklam alanları, oyunlar... İnanılmaz derecede çokça rastlaşıyoruz grafik tasarımla!

 

Yaratıcı fikri en hızlı şekilde algılatabilmek için estetik ve doğruyu bir araya getirmeye çalışırken, grafik tasarımcının kendinden ve kültüründen bir şeyler katması kaçınılmazdır. Kendinden olmayan bir şeylerle kendini, fikrini ifade etmesi hayli zor olacaktır. Tasarımcının sokakta gördüğü, evde konuştuğu, kitapta okuduğu, kulak misafiri olduğu nice konu, kıyısından köşesinden işine de bulaşacaktır mutlaka. Çünkü grafik tasarım iletişim kurmak içindir ve bu iletişimin asıl hedefi hayatındaki bu değerlerdir. Uluslararası markaların yerel anlatımlarla bezenmiş reklam fikirleri de böyle oluşmuyor mu zaten? Network ajanslarının merkezden gelen yüksek bütçeli prodüksiyonlarına kafa tutan, hatta daha çok sattıran, yurdum insanına “senin yerin burası” diyen nice yaratıcı fikir ve tasarımlar da bunun göstergesi değil mi?

 

Grafik tasarımcının, tasarlatıcısı çoktur! Kiminin tasarımcısı ta kendisidir, kimisininse müşterisinin bakış açısı. Kimi başka tasarımcılar için tasarlarken kiminin de gözü çalışmalarının hedef kitlesinden başkasını görmez. Belki de grafik tasarımın anlatım zenginliğini desteleyen bu farklı bakış açılarıdır.

 

Sanırım ben kendisi için tasarım yapanlar sınıfına giriyorum :) Elbette bu müşteri isteklerini yok saydığım anlamına gelmez ama tamamen müşteri güdümünde işler çıkartmak da bana göre değil.

 

Son sözüm bu işi bilgisayar programı öğrenmekle bir tutanlara;

Bu memlekette “yapması en kolay” iki meslekten biri bizimki. Biri futbol yorumculuğu, diğeri grafik tasarımcılık. Hele hele son yıllarda nitelikli sektör çalışanlarının kuyusunu kazan, muhasebe kursundan bozma 3 ayda güya “grafik tasarım eğitimi” veren kurumlar türedikten sonra, yerden mantar gibi bitenlerin balıklama daldığı bu meslekte “bitmiş işin üzerine herkesin söyleyecek iki lafı” bulunuyor illaki!

 

Sevgilerimle.

 

Murat Şam

 


Blog Etiketleri :
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.