Kayıp Şahıslar Bürosu
Ölümcül hastalığa mahkûm genç medyumun parkta kaybolan küçük kızla ilgili polis soruşturmasına karışmasının hikâyesi olan Ercan Akbay’ın Kayıp Şahıslar Bürosu, özerklik oluşturmuş dev bir şirketin yapısını sorgularken, bizleri direniş örgütünün yeraltı lâbirentlerinden alıp tutkulu aşklar ve nefes kesen entrikalarla dolu tuhaf bir yolculuğa çıkarıyor.
Beşiktaş’taki bir parkta, annesinin refakatinde oynarken esrarengiz şekilde kaybolan beş yaşındaki üstün yetenekli çocuk Simten’in bulunması için polis dedektifleri zor bir soruşturma yürütmektedirler. Öte yandan Kuştepe’deki mahallesinde özel dedektiflik mesleği icra etmekte olan medyum Doruk sentetik morfin yardımıyla transa geçip müşterilerinin sorunlarını çözüme kavuşturmakta ve onların kaderlerini değiştirmektedir. Doruk’un vakaların uykusuna yatarak gittiği ve gerçeküstü bir yer görünümündeki sanayi şirketi Cennet A.Ş.’nin merkez üssündeki kariyeri saygın bir seviyeye ulaşmıştır.
Doruk’un yeni aldığı dedektiflik vakasının onu derin bir bataklığa sürüklemesiyle birlikte giderek daha çetrefilli hale gelir. Küçük Simten’in dosyası kesiştiği paralel kurgunun çizgisinde ilerlemeye başlar ve hikâyenin sürprizli bir noktasında, Doruk ve Simten’in kaderleri de birleşir.
Ölümcül hastalığa mahkûm genç medyum Doruk’un parkta oyun oynarken kaybolan bir çocuğun polis soruşturmasına karışmasının hikâyesi olan Kayıp Şahıslar Bürosu, aynı zamanda yıllar içinde özerk bir bölge içinde kendi köksüz halkını oluşturmuş devasa bir şirketin yönetim yapısını sorgular. Polis küçük Simten’in izini sürerken, Doruk’un yolu kadın dergisi köşe yazarı Meltem’le kesişir ve onunla birlikte konuk öğrencisi olduğu Cennet yerleşkesinin yeraltı lâbirentlerinde metaforlarla dolu bir yolculuğa çıkarlar.